8 Nisan 2009 Çarşamba

SANATIN TANIMI VE TARİHÇESİ

1-Tanımı Ve Tarihçesi

Sanat, güzellik karşısında duyulan heyecan ve hayranlığı uyandırmak için insanın kullandığı yaratıcılıktır.

Sanat kavramı üzerine sanat kelimesi karmaşık çağrışımlar yapan bir kelimedir. Bu kelime ilk bakışta güzel sanatlar, süslemecilik, mimarlık, nakkaşlık, heykeltıraşlık, ressamlık, atölye, üslup eser gibi kelimeleri çağrıştırır.

Sanat, halkın geniş kesimince özetle “güzel olan hoşa giden şey” olarak tanımlanır. Bütün bunlar gösteriyor ki insan yaptığı işi, eseri yüceltmek, onu güzel gelişmiş ve etkileyici kılmak için sanat kelimesini kullanıyor.

Sanat kavramı, gerek tanımı, gerek kapsamı, gerekse sınıflandırılması açısından tarihsel gelişimi içinde çağ ve yere göre değişik yorumlara uğramıştır. Belirli dönem ve toplumların dünya görüşleri uyarınca içeriklenen bu yorumlar günümüze özgü geniş ve toleranslı bilimsel ve sanatsal anlayışın etkisinde sanat kavramını geniş bir paydaya bağlanmaktadır. Buda birçok çalışmayı sanat kelimesiyle nitelemeye yol açmaktadır.

XI.yy.dan itibaren Anadolu’ya gelmeye başlayan Türk boyları 1071’de Büyük Selçuklu Sultanı Alpaslan’ın Bizans İmparatoru Diogenes’e karşı kazandığı Malazgirt Zaferinden sonra kısa zamanda Anadolu’ya hakim oldular.

Türk sanatında o zamana kadar kurulmuş olan sağlam temeller üzerinde, Anadolu’da XII.yy.dan başlayarak, her alanda çok taraflı, zengin ve parlak bir gelişme olmuştur. Daha Uygurlar ve Karahanlılar’dan gelerek Büyük Selçuklularda devam eden kubbe problemi, Anadolu Türk mimarisinde dünyada bir eşi olmayan, muazzam abidevi sonuçlara ulaşmıştır. Bunu en canlı olarak cami mimarisinde görmek mümkündür.

Türk sanatının duruş ve dönüş devresinde gelen bu sanatı tabii bir sonuç olarak kabul etmek lazımdır. Çünkü sanat tarihinde 700 sene süren bir tarz bir üslup çok nadirdir.